Patrona Twitter’dan öğrendiğimi söylemeyin, o beni orada eğleniyorum sanıyor

Bir İK’cı olarak sosyal medyayı, özellikle twitter’ı aktif kullandığımı duyan çoğu kişinin dudağına alaycı bir gülümseme yerleşiveriyor. Öyle ya, twitter kimin nerede ne yaptığını yazdığı, daha çok twitter ünlülerinin esprilerinin veya magazin figürlerinin takip edildiği bir ortam olarak algılanıyor, ve bir profesyonel için son derece “profesyonellik dışı” bir imaj göstergesi olarak görülebiliyor. Tam da bu sebeple pek çok şirket çalışanlarının sosyal medya erişimini yasaklıyor. 11 ülkede yapılan bir araştırmaya[1] göre şirketlerin %72’sinde sosyal medya erişimi kısıtlanmış durumda. Sadece Amerika’ya baktığımızda ise SHRM’ün Ekim 2011’de yayınlanan araştırmasına[2] göre yasaklı şirketler oranı %43’e düşüyor. Peki sosyal medya gerçekten sadece eğlence platformu mu? Yoksa twitter yeni bir öğrenme mecrası olarak görülebilir mi?

Y jenerasyonunun geleneksel eğitim yöntemlerini ve klasik sınıf eğitimini sevmediğini biliyoruz. Twitter bu jenerasyona yeni bir alternatif sunuyor. Doğru insanları takip ederek en güncel bilgilerin kendilerine gelmesini sağlıyor. Nasıl mı? Anlatalım.

Bir İK’cı olarak kendi mesleğimizden örnek vermek gerekirse, Steven Covey, Ken Blanchard, Robin Sharma gibi yönetim gurularının ve şirketlerinin twitter hesapları var ve bu hesaplara sürekli yeni yazılarının linki ya da twitter’ın ruhuna uygun 140 karakterlik bir “özlü söz” giriliyor. Harvard Business Review ve SHRM’ün We Know Next hesapları da son derece aktif ve sürekli yeni blog yazılarının duyurularını bu hesaplardan yapıyorlar. TED konferanslarının twitter hesabı, konferanslarda kaydedilen videoları günün videosu başlığıyla paylaşıyor. Bunun yanında eğer başka yetkin meslektaşlarınızı da takip ediyorsanız, bu kişilerinbeğendiği yazıları paylaşması sonucunda, günün en beğenilen yazılarını kendiniz web sitelerini dolaşmadan önünüzde buluveriyorsunuz! Dolayısıyla doğru hesapları takip ettiğinizde, bilgiyi siz aramadan, bilgi ayağınıza geliveriyor. Yönetim becerilerinizi geliştirmek için zamanınız dar olduğunda kısa ipuçları, bol olduğunda ise makale veya blog yazıları okumak için doğru insanları takip ediyor olmanız yeterli.

Diğer iş alanlarına baktığımızda, pazarlama ile ilgilenenler sosyal medyada en fazla bilgi paylaşımı yapan alanların başında geliyor. Güncel haberler en hızlı twitter’da duyuluyor, dolayısıyla bir finans uzmanıysanız gazete web siteleri yerine twitter’a bakmanız size önemli bir haberi daha çabuk duymanızı sağlayabiliyor. Pek çok “business” kitap yazarı, kitabının promosyonu için hazırladığı videoyu veya sunumun linkini twitter hesabı aracılığıyla duyuruyor, dolayısıyla en yeni kitaplardan hem haberdar, hem de bilgi sahibi olabiliyorsunuz.

Twitter’da aktif olan kullanıcılar bu ortamı sadece tek taraflı iletişim, yani duyuru amaçlı kullanmıyorlar. Twitter’ın “iletişim”i öne çıkaran yapısına uygun bir şekilde, twittercılar kendilerine atılan twitlere cevap da veriyorlar. E-postalara yeterince hızlı cevap yazamadığımız günümüz dünyasında, “herşeyi hemen isteyen” Y nesli attığı twite anında cevap almaya bayılıyor. Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut ve Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar twitter’da hem öğrencilerin sorularını cevaplıyorlar, hem de yeni programlarının (örneğin çalışanlara yönelik yüksek lisans programlarının) bilgilerini paylaşıyorlar. Pek çok alanında uzman kişinin e-posta adresini bulmanın bile bazen mümkün olmadığı düşünüldüğünde twitter’ın iletişimde yarattığı fark ortaya çıkıyor…

Patrona Twitter’dan öğrendiğimi söylemeyin, o beni orada eğleniyorum sanıyor’ için 6 yanıt

  1. Cigdemcigim, tebrik ediyorum. Durumu cok guzel ozetleyen bir yazi olmus. Ofislerinde sosyal medya kullanmasi yasak olan butun arkadaslarima iletmeyi dusunuyorum.
    Yeni yazini da heyecanla bekliyorum. Cok sevgiler.

Çiğdem Özdemir Evren için bir cevap yazın Cevabı iptal et